9 Mayıs 2011 Pazartesi

TİKİ İLE KİKİ

Hikaye Anlatım Tekniği: Kaşık Kukla


Günlerden bir gün güneş sımsıcak ışıklarını saçarak etrafı aydınlatmıştı. Masmavi bulutlar gökyüzüne yayılıyor , adeta birbirleriyle yarış ediyorlardı. Bu güzel yaz günü vızvız arı Tiki oyunlar oynamak ve arkadaşlarıyla eğlenmek için kendini sokağa atmıştı . Aslında daha erkendi ancak o yerinde duramıyor, sabırsızlanıyordu. Tiki çiçeklerin etrafında uçtu uçtu uçtu. Şarkılar söylemeye başladı sesli sesli ..

---Lay lay lalay lalay lay lay , Lay lay lalay lalay lay lay…

O kadar mutluydu ki kanatlarını bile ayrı bir çırpıyordu bu gün . Aslında oyunlar oynamak istiyordu ancak kimsecikler yoktu etrafta . Zaman geçti geçti geçti .. Hala kimse gelmemişti . Kendi kendine konuşmaya başladı.
---Off, nerdelerde ki bunlar ? Yoksa benden ayrı bir yerlere mi gittiler ? Yok yok , benim arkadaşlarım öyle şey yapmazlar . Tabi tabi yapmazlar . Hem daha çok erken , yeni uyanmışlardır , birazdan gelirler herhalde, diye geçirdi içinden . Sonra tekrar  şarkı söylemeye başladı .
---Hop tirililaylay lay lay li lay lom , hop tirililaylay lay lay li lay lom…
Tam da bu sırada bir hışırtı duydu ve olduğu yerde irkildi .
---Yeter ama artık , kaç saattir ne konuşuyorsun sen burada ? Bir uyutmadın beni . Tam sustu diyorum , tekrar başlıyorsun şarkı söylemeye ,diye bağırdı sevimli uğur böceği Kiki.
Vızvız arı Tiki çok üzüldü bu duruma .
---Özür dilerim Kiki , uyuduğunu düşünemedim , bugün hava o kadar güzel ki kendimi erkenden sokağa atıverdim . Çok haklısın Kiki , çok özür dilerim .
            ---Şimdi git buradan Tiki , hiç uyuyamadım senin yüzünden , zaten hastayım , iyice hastalanacağım, dedi ve pat diye kapısını kapatarak içeri girdi .
            Tiki o kadar üzüldü ki bu olanlara . Aslında arkadaşı haklıydı ama böyle bağırması gerekmezdi ki , konuşarak da halledebilirdik diye geçirdi içinden .
            ---Küstüm işte , küstüm dedi .
            Böylelikle bitivermişti bu yaz günü . Tiki bir tarafta , Kiki de diğer tarafta üzülüp duruyorlardı.
            Kiki arkadaşına bağırdığı için çok üzülmüştü.
            ---Neden bağırdım ki ona , ne kadar güzel mutlu mutlu şarkı söylüyordu . Bütün gününü mahvettim sevgili arkadaşımın , eminim çok üzülmüştür . Off Kiki , neden yaptın ki sanki dedi.Sonra başladı düşünmeye . Bir şeyler yapıp gönlünü alacaktı .
            Sonra bir anda hopladı yerinden.
            ---Evet evet buldum , ona çok güzel bir hediye alacağım .Eminim bu duruma çok mutlu olur ve beni affeder , dedi . Hemen yerinden kalktı ve koşa koşa gitti hediyesini almaya.
            Bir tarafta da Tiki düşüncelere dalmıştı.
            ---Ben neden arkadaşıma küstüm ki ,iyi arkadaşlar birbirine küsmez. Hem zaten haklıydı , ben çok ses yapıp onu rahatsız ettim . Onun gönlünü almalıyım , o benim en iyi arkadaşlarımdan , böyle küs kalamayız dedi . Ve başladı düşünmeye . Aklına harika bir fikir gelmişti ve hemen hızlı hızlı uçmaya başladı.
            Kiki hediyesini almış meydana gelmiş Tiki’nin oralardan geçmesini bekliyordu .
            ---Umarım gelir , yoksa bu gece üzüntüden uyuyamam , dedi kendi kendine .
            Vızvız arı Tiki de yolda gelirken,
----İnşallah sevgili arkadaşım meydana gelir bugün . Aramız düzelmezse çok üzülürüm. Onun için çok güzel papatyalar topladım , bunlar kesin aramızı düzeltecek , diyerek uçarken meydana gelmişti bile. Ve tam karşısında sevgili arkadaşı Kiki’yi görmüştü .

İkisi de aynı anda ‘’ Olleyyy ‘’diye bağırdı . Sonra da başladılar  ‘’ hahahah ‘’ diye kahkaha atmaya .
            --Ahh Kiki seni çok üzdüm biliyorum . Haklısın seni rahatsız ettim ama çok özür dilerim. Hem sana küsmemem gerekiyordu benim , dedi. Tiki sevimli sevimli ona baktı ve
            ---Asıl ben özür dilerim Tiki , Asıl ben özür dilerim . Çok bağırdım sana o anda , bir hatan da yoktu üstelik , gerçekten çok özür dilerim , sen benim biricik arkadaşımsın , dedi . Birbirlerine hediyelerini verdiler , kocaman da sarıldılar ve bundan sonra hep mutlu mesut yaşadılar . 

FISTIKTAN AYAK SHOW :)

Bir öğrencinin sınıfa getirdiği kuşu bakın nasıl dans ediyor :) 

KUZU KALEMLİK


İşte çocuklarınız için şirin bir etkinlik daha . Bu etkinliği tuvalet kağıdı rulosu, pamuk, siyah fon kartonu ve oynayan gözler kullanarak yapabiliriz. Eminim çocuklarınızın çok hoşuna gidecektir.

6 Mayıs 2011 Cuma

ANNE BU NE?


Ebat13,3 x 19,8 cm
Sayfa Sayısı79
KapakSelefon Kapak
İç Sayfa1.Hamur
Yazar AdıPsikolog Jülide Sevim


     Korktuğunuz “Anne bu ne?“ sorusu ile karşılaştığınızda ne cevap vereceksiniz? “Bebeğin doğuşunu, cinsel ilişkiyi“ nasıl anlatacaksınız? “Sünnet“ için ideal yaş nedir? Küçük çocukların %10-20´si cinsel saldırılara maruz kalırken, siz yavrunuzu nasıl koruyacaksınız? Homoseksüalite nedir/ne değildir? Sorulara vereceğiniz cevapların ve cevaplayış tarzınızın, yetişkin yaşamını direkt etkilediğini biliyor musunuz? Bunlar gibi daha birçok sorunun cevabını, “ANNE BU NE?“de bulacaksınız.

DAHA İYİ ANNE BABA OLMAK


Ebat12,5 x 19,5 cm
Sayfa Sayısı240
KapakSelefon Kapak
İç Sayfa1.Hamur
Yazar AdıRobin Goldstein

6-9 yaş arası çocuk sahibi olan ebeveynlerin en sık sorduğu sorulara kısa, etkili ve kesin çözümler. Çocukluk yaşamının ilk yılları, bireyin kişiliğinin gelişmeye başladığı önemli bir değişim sürecini kapsar. Çocuğunuzla ilişkinizin son derece kritik olduğu bu dönemde cevabını aradığınız pek çok soru ve merak ettiğiniz durum söz konusudur. "DAHA İYİ ANNE-DAHA İYİ BABA" o Çocuğumun işbirliği becerisini nasıl geliştirebilirim? o Ne zaman ve ne ölçüde izin vermeliyim? o Çocuğumla alay edilmesinin önüne nasıl geçerim? o Benmerkezci davranışlar sergilemekten ne zaman vazgeçer? o Kaybetmeyi sevmiyor, bu durumda ne yapılmalı? o Çocuğum okul sonrası bazı etkinliklere katılmalı mı? o Başarılı olup olmadığını nasıl anlarım? o Evde ders çalışmasını nasıl sağlarım? o Televizyon ve bilgisayar oyunları kısıtlanmalı mı? gibi sorulara cevap veriyor. Çocuğunuz büyüdükçe ebeveynlik görevi son derece karmaşık bir hal almaya başlar. Pratik bir el kitabı niteliğinde olan kitabımızın içerdiği geçerli ve kolay çözümler sayesinde, ebeveynlik gibi zor bir görevi cesaretle ele almayı başaracaksınız.

FARKLI OLDUĞUMU BİLMİYORDUM


Ebat19 x 24 cm
Sayfa Sayısı225
KapakSelefon Kapak
İç Sayfa1.Hamur
Yazar AdıTara Stuart ve Audrey Beste

Dünyamızda değişik bilinç düzeyleri ile ilgili farkındalığın arttığı bir dönemdeyiz. Bu kitap, yetenekli ve üstün yeteneklilerin yaşadıkları ve sergiledikleri problemlerin kaynağına inerken onların yaratıcılık, duygusallık, duyarlılık, bilinçüstü farkındalık ve sezgilerle dolu iç dünyalarını anlamamızı sağlamaktadır. Anneler, babalar, veliler, öğretmenler, eğitim uzmanları, psikolojik danışmanlar ve çocuklarla ilgilenen herkes için…

ANNE YEMİN EDERİM BEN YAPMADIM


Ebat19,6 x 13,5 cm
Sayfa Sayısı95
KapakKarton kapak
İç Sayfa1.Hamur
Yazar AdıElaine K. MCEWAN

"Camı sen kırdın değil mi? " 

"Hayır, yemin ederim ben kırmadım " 

Hangi anne baba çocuğunun dürüstlüğüne sığmayan davranışlarıyal başetmek zorunda kalmamaıştır ki? Marketten alınan bir parça şeker... kimse görmeden cebe atılan küçük bir oyuncak... Her anne baba çocuğunun dürüst olmayan tutumlarıyla yüz yüze geldiğinden bunlara sağlıklı bir yaklaşım sergileme zorunluluğu hissetmektedir. Eğitimci Elaine McEwan, bu konuda pratik öneriler sunmaktadır. Yazar bu kitapta aşağıdaki konulara değinmektedir. 

-Çocukların dürüst olmamalarının normal olup olmadığı

-Çocukların neden yalan söyledikleri, çaldıkları ve kandırdıkları

-Anne babaların nasıl tepki göstermeleri gerektiği

-Evde dürüstlüğü aşılamanın yolları

Elaine McEwan, Ed.D., bir ebeveyn aynı zamanda da çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda araştırmaları ve yazıları olan bir öğretmen ve okul idarecisidir. En çok satan kitapları arasında, Attenition Deficit Disorder(Dikkat Eksikliği Bozukluğu) The ABC of School Success (Okulda Başarılı Olmanın ABC'si), Solving School Problems (Okuldaki Sorunların Çözümü) ve anababalara pratik öneriler serisinin diğer kitapları sayılabilir.

ANNE ŞUNA BAK BANA VURUYOR

Çocuğun kardeşiyle rekabet etmesi her evde karşımıza çıkan bir durum değildir... Sadece birden fazla çocuk olan evlerde görülür. 

Yeni bebek hastaneden eve gelir gelmez kardeş rekabeti kendini gösterir. Kardeşler evden tek tek uzaklaşana kadar da çözüme ulaşamaz. Anne babalar çocuklarının birbirleriyle arkadaş olmasını isterler. Elaine McEwan, bir ebeveyn ve eğitimci olarak çocuklar arasındaki rekabet duygusunu en aza indirmek için bazı pratik ipuçları sunuyor. Yazar öncelikle aşağıdaki noktalara değiniyor. 

Bu rekabetin nedenleri neler olabilir? 

Anne babalar çocuklarının her birinin kendine özgü özellikleri olduğunu takdir ediyorlar mı? 

İşbirliğini kuvvetlendirecek, rekabeti en aza indirecek aktiviteler nelerdir? 

Elaine McEwan, Ed.D., bir ebeveyn aynı zamanda da çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda araştırmaları ve yazırları olan bir öğretmen ve okul idarecisidir. En çok satan kitapları arasında, Attenition Deficit Disorder(Dikkat Eksikliği Bozukluğu) The ABC of School Success (Okulda Başarılı Olmanın ABC'si), Solving School Problems (Okuldaki Sorunların Çözümü) ve anababalara pratik öneriler serisinin diğer kitapları sayılabilir.

5 Mayıs 2011 Perşembe

ANLAYABİLMEK

"Satılık Köpek Yavruları" ilanının hemen altında
küçük bir çocuğun başı gözüktü ve
çocuk dükkan sahibine sordu :
-"Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?"
Dükkan sahibi :
-"30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları" dedi
-"Benim 2 dolar 37 sentim var" dedi çocuk
-"Bir bakabilir miyim yavrulara"
Dükkan sahibi gülümsedikten sonra bir ıslık çaldı ve
köpek kulübesinden beş tane yumak halinde yavru çıktı.
Yavrulardan biri arkadan geliyordu. Küçük çocuk
yürümekte zorluk çeken
sakat yavruyu işaret edip sordu:
-"Bunun nesi var?"
Dükkan sahibi onun kalça çıkığı olduğunu ve
hep sakat kalacağını açıkladı.
Küçük çocuk heyecanlanmıştı.
-"Ben bu yavruyu satın almak istiyorum.”
Dükkan sahibi:
-"Hayır o yavruyu satın alman gerekmiyor.
Eğer gerçekten istiyorsan o yavruyu sana bedava veririm"
Küçük çocuk birden sinirlendi.
Dükkan sahibinin gözlerinin içine dik dik bakarak:
-"Onu bana vermenizi istemiyorum.
O da diğer yavrular kadar değerli ve
ben fiyatını tam olarak ödeyeceğim.
Aslında şimdi size 2 dolar 37 cent vereceğim ve
geri kalanını ayda 50 cent ödeyerek tamamlayacağım."
Dükkan sahibi çocuğu ikna etmeye çalıştı:
-"Bu köpeği gerçekten satın almak istediğini sanmıyorum.
Bu yavru hiçbir zaman diğer yavrular gibi koşup,
zıplayamayacak ve seninle oynayamayacak."
Bunun üzerine küçük çocuk eğildi,
pantolonunu sıvadı ve
büyük bir metal parçasıyla desteklediği
sakat bacağını dükkan sahibine gösterip,
tatlı bir sesle:
-“Ben de çok iyi koşamıyorum
ve bu yavrunun
kendisini çok iyi anlayacak
bir sahibe gereksinimi var" dedi.

Dan Clark

HER ÇOCUK BİR HAZİNEDİR

Her çocuk bir hazinedir evet..Peki bu hazine nasıl işlenmelidir? Ya da nasıl keşfedilmelidir?

Hazineye değer katmak da, onun bir çırpıda harcanmasına yol açmak da bizim elimizdedir.Peki nedir bu ikisi arasındaki fark? Doğrusu hangisidir? Yanlış bunun neresindedir?

Çocuk bir hazinedir dedik..Ellerimizin altında duran bir hazine..Keşfedilmeyi bekleyene kadar, güzelliği kendine saklı olan bir hazine..Altın,zümrüt,yakut nasılsa, bir çocuk da böylesi değerlidir..İşte bu yüzden ona,kendisine değer verildiği hissettirilmelidir..

Onun düşüncelerine değer verilmeli,söyledikleri dinlenmelidir..Kendisine tek başına bir birey olduğu ve saygı duyulduğu sık sık hatırlatılmalıdır..Çünkü bu hazinenin değerine değer katacaktır..

Ebeveynleri tarafından önemsendiğini,söylediklerinin dinlendiğini göre çocuğun kendine olan güveni gelişecektir..Kendine güven duymanın, insan açısından öneminin ne kadar büyük olduğunu düşünebiliyor musunuz? Bu kadar önemli bir konu maalesef gerek ebeveynler,gerekse eğitimciler tarafından göz ardı edilmektedir..Çocuk, evde ve okulda ebeveynleri tarafından susturulmakta, düşüncelerini ifade etmesine izin verilmemekte,bir şekilde başarıp ifade ettiğinde ise,dinlenilmemektedir..Peki sonuç nedir? Sonuç; sessiz ve içekapanık bir çocuk..Sonradan belki olur da aileler çocuklarının bu halinin farkına varırlar ve onu koşa koşa bir psikoloğa götürürler..Oysa ki sorunun ana kaynağı onlardır,farkında olmazlar..Hazinenin tüm ışıltısını yitirmesine sebep olmuşlardır bir kere..Yeniden ışıması çok çok uzun zaman alacaktır..

Çocuk,her zaman çocukluğunu yapar..Çocuktur işte adı üstünde..Ondan bir yetişkin olmasını beklememeli,ona yetişkin sorumlulukları verilmemelidir..Yoksa o hazine çok yıpranır, ışıltısı günden güne azalır..Sorumluluk elbette verilmelidir ona bu bilinci kazanması adına,ama yaşına uygun olmalıdır bu sorumluluklar..Çünkü çocuk,her başarısızlığında suçu kendinde arayacak ve gitgide kendini “Ben beceriksiz biriyim” düşüncesine odaklayacaktır..Kendini bu düşünceye odaklayan çocuk, artık sorumluluk gerektiren davranışlardan yaşamı boyunca kaçacaktır..

Gereksiz yere eleştirilmemelidir çocuk..Hele hele başka çocuklar kıyaslanmamalıdır..”Bak Ayşe/Ali’nin oğluna/kızına..” diye başlayan her cümle, onun kişiliğine bir darbe daha vuracaktır..Öyle ki çocuğun,ebeveynlerinden nefret etmesine kadar varabilir bu işin sonu..Öyleyse ne yapılabilir? Bu hazinenin işlemesi nasıl sağlanabilir? Cevap çok da zor değil aslında..İşin sırrı uygun iletişim yolunu bulmaktadır..Çocukla her zaman barış içinde olunmalıdır..Ona, bir yetişkinden ziyade, daha çok bir yaşıtı gibi davranılmalıdır bu tür konularda..Zamanında ebeveyn olarak bizim de yanlışlarımızın olduğu onlara uygun yollarla anlatılmalıdır..Anne/babasının da hataları olduğunun farkına varan çocuk, hem suçluluk duymayacak, hem de bu konuda kendini anne/babasına yakın hissederek, onlara düşman olmayacak,aksine bu konuda onları bir arkadaşı gibi görüp, her türlü problemini rahatlıkla anlatabilecektir..İşte bu yüzdendir ki çocukla olan iletişimde ne çok katı ne de çok gevşek bir tutum sergilenmelidir..İkisinin ortası her zaman idealdir..

Eğer hazinenin ışıldamasını istiyorsak, onun yaratıcılığını beslemek gerekir..Unutulmamalıdır ki çocukların hayal güçleri çok zengindir..Eğer çocuk bulutu mavi değil de pembe çiziyorsa, bırakılmalıdır o bulutu pembe çizsin..Hayal dünyasına müdahale edilmemelidir..Sanmayın ki o bulutun rengini bilmiyor,sadece hayal dünyasında o bulutu pembe olarak görmek istiyor o kadar..Neden onun bu tatlı isteğini engelleyelim ki? Zaten toplum olarak yaratıcılığı körelmiş bir milletiz..Bırakalım bari onlar bizim geleceğimiz,umudumuz olsunlar..Onlara bu hakkı çok görmeyelim..

Yaratıcılık dedik,hayal dünyası dedik..Peki neler yapabiliriz bunların daha çok gelişebilmesi için..Onlara bol bol kitap okuyabiliriz mesela..Ama okuduğumuz kitapları önceden bir de biz okumamız şartıyla..Neden mi bu şart? Kitabın biricik yavrumuza uygun olup olmadığını anlayabilmek için..Çok renkli ,güzel görünümlü bir kitap asla iyi bir kitap demek değildir,unutmayalım!Kitabın içinde yazanlar, yavrumuzun kulağına gidenler, gördüklerinden daha tesirlidir..Onlara yanlış mesajlar vermek istemeyiz değil mi? Bunu göz ardı etmeyelim..Evet ne demiştik en son; kitap okumak..Peki sadece kitap okumak yeterli midir? Tabii ki hayır! Onunla birlikte resim yapabiliriz, yaptığı resimler hakkında konuşabiliriz...Evdeki artık materyalleri kullanarak bir el becerisi çalışması yapabiliriz..Böylece her maddenin çöp olmadığını, mutlaka bir şekilde geliştirilebileceğini öğretmiş oluruz ona..Görün bakın o hazineden ne yaratıcı faaliyetler çıkacak..Aklınıza hiç gelmeyen şeyleri üretiverecek birkaç dakikada..

Müzik..Evet yaratıcılığı geliştiren bir başka şey de müziktir..Daha birkaç aylıkken çıkardığı seslere dikkat ettiğimizde, bunların bir ahenk eşliğinde söylenen sesler olduğunu fark etmemiz hiç de zor olmaz sanırım..Peki konuşmaya başladıktan sonra söylediği uydurma şarkılara ne demeli.. Peki ne yapabiliriz bu konuda? Onunla birlikte şarkılar söyleyebiliriz,marakas,tef,davul gibi aletler kullanarak ritm tutmayı öğretebiliriz ona..Bir şarkı besteleriz birlikte..Ve hazine ışıldadıkça, ışıldar..

Evet, HER ÇOCUK BİR HAZİNE..Israrla tekrarlıyorum bu sözü..

Hazineye iyi bakalım dostlar...İyi bakalım ki ışıldasın her taraf onların güzellikleriyle...

Yazan: Merve AKYOL

SAVAŞ ÇOCUKLARINA


SAVAŞ ÇOCUKLARINA
Sana barut kokulu düşler bırakanlara,
Seni unutarak ortak olduğum için
Kendimden utaniyorum…
Nezihe Inci

Düşündüren Karikatürler


Sen Kafani Yorma Oğlum (!)

OKUL ÖNCESİNDE KARİKATÜR KRİZİ :)


Şirin bir eser olmuş :)

GAZZELİ ÇOCUKLAR…

ÇOCUK

………………………….

Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız,çocuktur ki asıl hür!

……………………………..

Necip Fazıl Kısakürek

AFFEDİN BENİ ÇOCUKLAR

BÜYÜK OLMALI UMUTLARIN


Ellerimizin ulaşabildiği yere kadar küçüğüm…
Sonrası uzun bır yolculuk…
Unutma…
Küçük olsa da adımların, büyük olmalı umutların…
Nezihe Ak İnci

Mutluluk...


“Mutluluk, öğrencilerinizin sınıfa her girişinde 
sizi özlediklerini hissetmenizdir.”
Manisa/Türkiye 02.01.2011

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENİ...


“Çocuklarının büyüdüğüne şahitlik edip kendi çocuk kalan kişi, bir okul öncesi öğretmenidir.”

Nezihe Ak İnci
22.02.2011 Richmond/USA

BÖYLE OLMAYI BEN SEÇMEDİM !

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Çocuklarla Yoga Hareketleri ve Sağlıklı Yaşam

Özlem Göçek - Kaknüs Yayınları

yoga_kitap_buyuk.jpg
Yayınevi:  Kaknüs (7/2009)
ISBN: 9789752562295
ciltli , Büyük boy , 100 sayfa
Dil: Türkçe
Çocuk yogası, çeşitli hikayeler eşliğinde ve oyunlarla yoga hareketleri, nefes çalışmaları ve dinlenmeden oluşur. Beden farkındalığını, yaratıcılığı ve konsantrasyonu arttırır. Çocuklar yogayla kendilerine güvenmenin önemini kavrar ve kendilerine güvendiklerinde daha başarılı olabileceklerini fark ederler.

Bu kitapta çocukların rahatlıkla anlayabileceği, resimlerle desteklenmiş çocuk yogası hareketlerini ve çocuklarla yoga yapmak isteyen yetişkinlerin ihtiyaç duyacakları bilgileri bulabilirsiniz.

4 yaş ve üstü tüm çocukların, ayrıca yetişkinlerin de yararlanabileceği hareketlerin tamamı, yoga eğitmeni Özlem Göçek'in yıllardır yaptığı yoga çalışmalarının ışığında bir araya getirilmiştir.

KÜÇÜK ÖĞRENCİMİZİN ÖĞRETMENİNE HEDİYESİ :)

KULLANMADIĞINIZ EŞYA ve GİYSİLERİNİZİ ATMAYIN!

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kadın Koordinasyon Merkezi çok güzel bir uygulamaya yer veriyor arkadaşlar… Hala kullanılabilecek durumda olan,yıpranmamış fakat kullanmadığınız giysileriniz varsa, bunları çöpe atmak yerine ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılmasını sağlayabilirsiniz.
Nasıl mı yapacaksınız?
0212 444 00 93 nolu telefonu arayıp, ‘Eşya ve Giyim Bağışı’ nı seçerek, isim ve adres bilgilerinizi bırakacaksınız. Bağış görevlileri kapınıza kadar gelerek bağışlarınızı alıp, ihtiyaç sahibi ailelere sizin adınıza ulaştıracaklar :)
Haydi arkadaşlar bağışa :)”